Seçim sonrası yeni hükümet kabinesinin göreve başlaması henüz bir ayını doldurmadı. Hazine ve Maliye Bakanılığı görevine başlayan Mehmet Şimşek, görevi devralırken bizatihi “rasyonel politakalara dönüş” vurgusu yaptığı için beklentileri de yükseltmişti.
Yeni adımlar beklenirken, ilki Meclis’e sunulan kanun teklifi ile ortaya çıktı.
“6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik KayıplarınTelafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı KanunHükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile memur maaş artışları düzenlenirken, Kurumlar Vergisi oranı yükseltilirken, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin de 2 katına çıkarılması öngörülüyor. Hazine’nin borçlanma limiti de Bakan ve Cumhurbaşkanı yetkileri üç katına çıkarılarak artırılıyor.
Maaş artışları ve vergi artışları içeren bu düzenlemelerde dikkat çeken bir başka madde de; yükümlüsü Hazine olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının kur farklarının ödeme merciinin Merkez Bankası’na kaydırılmasına dair. Yani TL olarak açılan KKM hesaplarının kur farklarının bütçeden değil, Merkez Bankası’ndan yapılması isteniyor. Gerekçesi de şöyle:
“GEÇİCİ MADDE 2- 4749 sayılı Kanunun geçici 35 inci maddesi kapsamında gerçek kişilerin Türk Lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarının kur artışlarına karşı korunması amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca destek sağlanmaktadır. Öte yandan benzer bir uygulama ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) nezdinde dövizden Türk Lirasına dönüşen vadeli mevduat ve katılma hesaplan için yapılmaktadır.
Madde ile, TCMB’nin benzer uygulamaları göz önünde bulundurularak Hazine çatısı altında yürütülen uygulamanın da TCMB’ye devri öngörülmektedir. Ayrıca, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi de TCMB’ye verilmektedir.”
Bunun anlamı açıktı. Kur farkları para basarak ödenecek demekti.
Rasyonel politikalara dönüş sinyali veren Bakan Mehmet Şimşek’in bu teklife dair görüşünün ne olduğunu ise bilmiyorduk. Zira böyle bir madde teklif hiç de rasyonel görünmezken.
Şöyle bir tweet paylaştım:
Bu tweetime, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yakın çevresinden şöyle bir yanıt geldi: Bakan bu değişikliğin arkasında.
Peki buna neden gerek duyuldu diye sordum, gelen yanıt ise şöyle oldu:
Kur rejimini hükümet belirler ancak uygulama Merkez Bankası’ndadır. Bu değişiklikle, Hazine fonlanmıyor, aksine KKM için Hazine ciddi bir vergi gelirinden vazgeçti.
Değişiklikle temel hedef, bütçenin öngörülebilir hale gelmesi. Kur gibi değişkenlerle oynak olmamalı, KKM ise kurdaki değişkenlikle bütçenin oynaklığına sebep oluyor.
Bankanın temel görevi de finansal sistem de istikrarı sağlayıcı para ve döviz piyasaları ile ilgili tedbir almaktır.
KKM kuyusu
KKM öyle bir ‘derin kuyu’ haline geldi ki şimdi ‘kırk akıllı’ yetmiyor.
Öyle görünüyor ki; kuru katı biçimde tutmayı bırakan Merkez Bankası, döviz rezervi biriktirerek KKM’den orta vadede çıkış planına hazırlık yapıyor olmalı. Tabi ki bunu yapmaya girişmeden önce böyle bir ‘tek elde’ toplama işine girişmiş olmalı. Ancak, para politikasını enflasyonla gerçekten mücadale edebilecek seviyeye getirmeden, enflasyon beklentilerini kırmadan bu mümkün değil.
Aslında bu adımla, bütçenin öngörülebilir hale gelmesi planlanıyorsa iki önemli adımın da bunu takip etmesi gerekiyor; birincisi alınan kararların bütçe yükü şeffaf biçimde açıklanmalı, ikincisi de hızlı biçimde Orta Vadeli Program taslağı kamuoyu ile paylaşılmalı.
Bugün fazla üzerinde konuşulmuyor olsa da bütçe açığının ne olacağına dair çok geniş bir tahmin aralığı var.
Ekonomide “turpun büyüğü” bütçe dengeleri tablosunda. Bu konuda iyi bir çalışma, TEPAV Direktörü Dr. Coşkun Cangöz’ün yazdığı bütçe notunda yer alıyor: 2023 Bütçesi sürpriz sonla bitebilir. Farklı senaryolarda farklı bütçe dengesi mümkün.
Bakan Şimşek’in “bütçe öngörülebilir olmalı” düşüncesinin yaşam bulabilmesi için yol haritasının belli olması şart. En önemlisi “sisi” dağıtacak şeffaflığın egemen olması gerekiyor.
Hazine’nin yükümlüsü olduğu KKM hesaplarının kur farkları Merkez Bankası’nca ödenmesine dair teklif Meclis’te görüşülürken, ne kadarlık bir yükümlülük devri olduğu da şeffaf biçimde açıklanmalı.
Umarım hem Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, hem de Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, KKM hesapları konusunda geçmişte örtülenen bilgileri en başta Meclis’e olmak üzere kamuoyu ile paylaşırlar.
Öngörülebilirlik, şeffaflık ve hesap verme ile sağlanabiliyor.
Uğur Gürses
