Bakın Cuma günü Ekonomist Dergisi’nin her yıl düzenlediği, başarılı işadamı, bürokrat ve yöneticilerine ödül verilen gecede neler olmuş?
Arkanıza yaslanın ve önce şu habere bir göz gezdirin:
“‘Yılın Bürokratı’ seçilen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ‘Enflasyonu yüzde
5’in altına indirinceye kadar hiçbir ödülü kabul etmeyeceği’ kararını
açıklayarak, ödülünü almaya gelmedi. Başçı’nın mesajını iletmek üzere törene
katılan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç, “Ekonomist Dergisi’nden,
bu ödülü biz enflasyonu yüzde 5’in altına indirinceye kadar saklamasını rica
ediyoruz. Enfslasyonu yüzde 5’in altına indirmek bu değerli ödülü almak için
bile değer” masajını iletti. Kenç, tören sonunda ödülü, geri almak üzere
Ekonomist Dergisi yöneticilerine emanet ettiğini belirterek geceden ayrıldı.”
Çok yerinde bir karar olduğunu ve bunun ortaya çıkan sonuçla uyumlu bir davranış olduğunu düşünüyorum.
Yasa ile kendine verilen görev, enflasyonu ‘fiyat istikrarı’ seviyesine getirmek; ayrıca üç yıllık vade ile belirlenen hedefler var, bunlar da tutmamış. Layık bulanların her birinin nedenlerini bilemiyoruz. Belki de ödül verecek bir bürokrat bulamadılar. Bu tabii bu daha vahim bir durum. Normal koşullarda Başçı’nın koltuğunda oturan biri “Neyin ödülü bu?” diye kendine sorması gerekir, ödülü koşa koşa almaya da gitmemesi gerekirdi.
Başçı da öyle yapmış, gerçekten de adına uygun ‘erdemli’ biçimde davranmış.
Erdem Başçı neden böyle yaptı?
Bu durum beni 3 yıl öncesinde götürdü.
Yazılan yazılar, ortaya konulan fikirler bir işe yarıyor mu diye çoğu zaman merak ederim, evet işe yarıyormuş.
Şunu “ne zaman yazmışım?” diye merak ettim: “Ödülü alırken avansı kaybetmek“
Tam olarak 28 Ocak 2009’da yazmıştım.
“Ekonomist dergisi tarafından ‘en başarılı bürokrat’ seçilen Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, ‘enflasyon hedefini üst üste 3 yıl tutturamamış, hedefini de yukarı revize etmiş bir merkez bankasının başkanı’ olarak bu ödülü nezaketle geri çevirmesi gerektiğini yazmıştık. Aslına bakılırsa, Durmuş Yılmaz da kendisine verilen bu ödülü hak etmediğini düşünüyordu; mahcup olmuştu.
Bunun Merkez Bankası iletişimi açısından da ‘altın bir fırsat’ olabileceğini düşünüyorduk. Başkan Yılmaz, ödül törenine gider, “enflasyon hedefe ulaştığında, bu ‘hak edilmiş’ ödülü almaya geleceğim” diyebilir, kısa bir konuşma ile enflasyon sorununu hâlâ halledememiş, ama gelişmişler ligine girmek isteyen bir ülkenin iş çevrelerine bunun nedenlerini anlatabilir.”